
burda (göremediğiniz) yüz ifademden bütün nefret duygularım anlaşılıyor
İşte bilinçli bir şekilde Osmanlı'dan nefret etmem, ilkokul 2'de yaptığımız o törenle başladı. Sonra kitaplarda okuduklarımızla, şerefsiz Vahdettin, basiretsiz Baltacı Mehmet Paşa gibi bir dolu mitle pekişti. Geri dönüp bakınca Althusser'in ne büyük bir adam olduğunu bir kere daha anlıyorum. Eğitim ve devlet ideolojisi arasındaki bağ gerçekten ürkütücü.
Bir diğer 23 Nisan travması da ilkokul 1'de gerçekleşmişti. "TRT Çocuk Korosu" denen o üstün insanlar topluluğuyla beraber söylemek üzere "İzmir Benim Van Benim, Şeref Benim Şan Benim" adlı şarkının provasını yapmıştık haftalarca. 23 Nisan'da TV'de gözükecektik, hem de TRT Çocuk Korosu'yla beraber!! Ne hazindir ki, TRT'de çekimlerinin yapılacağı gün suçiçeği denen illete yakalanmış, yüksek ateşle yatıyordum. O zamanlar canlı yayın pek popüler olmadığı için 23 Nisan'dan bir hafta evvel kaydedilmişti program, bana da 23 Nisan sabahı göz yaşları içinde, sınıf arkadaşlarımın o caanım şarkıyı söylemesini TV'den izlemek kalmıştı.
Geldik bir 23 Nisan'a daha. Sanırım artık, 23 Nisan'lar özel okullarında kıyafet balolarıyla kutlanıyor. Çocuklar Sindirella, Pamık Pirenses, Pokahontas gibi karakterlerin kılıklarına bürünüp, cupcake yiyorlar. Devlet okullarında şiir okunuyor mu hala bilemedim şimdi. Sanki ideoloji de değişti gibi ama...
Neyse 23 Nisan Kutlu olsun 