Yine bir rüyayla başlayalım. Bu aralar açık kıçın ötesinde bir manyaklık silsilesi içinde uyku alemi. Uçarken bir kartalla çarpışmamı, bütün yer ve zamanların birbiri içine girmesini filan bir kenara bırakıp, beni en çok etkileyen ve uyanmama sebep olan kısmına geleyim hemen dün geceki rüyamın. 7-8 yaşlarında bana manevi ve biraz da fiziksel olarak işkence ettiğini düşündüğüm bir kız çocuğunu camdan aşağı fırlatıyordum, kız çocuğu kanlar içinde yerde yatarken düşündüğüm tek şey "elimden başka bir şey gelemeyeceği" idi. Çocuk sonunda kurtarıldı, üstü başı kan ve sargı içinde yanımdan geçerken kahkahalar atıp işte sen böyle bir insansın diye haykırdı. Uyandığımda çocuğun bana hissettirdiği tek şeyin çaresizlik olduğunu anladım. Çaresizlik insanoğlunun hissedebileceği en beter duygu, ötesi yok.
İçindeyim diye demiyorum ama, 30’lu kadınlar gerçekten hayran olduğum bi segment. Deli, renkli, olgun, vahşi, risk alan, ve hayatı tadan, biraz hüzünlü, ama canlı. Son yıllarda bu segmentte yeni bir eğilim oluşmaya başladı, şiddetle desteklediğim ama biraz da kıskanarak anlamadığım... Bu eğilimin ismi: genç erkekler. Genç erkeklerle beraberlik, ki erkeklerin oldukları yaşın en az 10 yaş gerisinde bulunduklarını herkes bilir, 30’lu bir kadının bir ergenle beraber olması anlamına geliyor ki, işte bu kısmını çok anlayamıyorum. Evet eminim içlerinde çok olgun müthiş şahane olgunları da vardır ancak bu durum 10 arkadaşımdan beşinin genç (kendilerinden 10-15 yaş küçük) erkeklerle beraber olmasını açıklayamıyor.
Hayat sorgulamaları her yaş aralığında vardı; ergenlik, 20li yaşlar ve 30lar ziyadesiyle... 40lar ve 50leri merakla bekliyorum. Bu yazı nedense bana kendimi Çetin Altan gibi hissettirdi. Alakasız olabilecek paragraflar ama okuyucuya fısıldanan bir alaka ihtimali...
Yağmur bir acaip yağıyor bugün.
2 comments:
:)
Hoşgeldiniz.
Ben diilim di mi iskence eden
Post a Comment