Tuesday, March 24, 2009
beyine vidyoçip
İnsanoğlunun kendi küçük hayat dilimini yaşaken bazen yalnız yakalanması büyük talihsizlik. Geçenlerde Mahmutpaşa'dan 6 çifti onliraya çorap alırken düşündüm bunu. Fiyatlamanın enteresanlığını hiç farketmemiş gibi yapıp devam edecek olursak, seyyar çorapçı, çoraplar hakiki nike diye satmaya çalışıyordu kendisiyle karşılaştığımda, sonra benim Nike amblemini istemediğimi anlayınca Nike yazıları iki yıkamada çıkıyor garanti veriyorum diyerek satışını tamamladı. Bu ve bunun benzeri bir sürü anlatılmaz yaşanır tadında hikayeyle bezeniyor gündelik hayatımız. Ağlarken ufaklığın gelip gözlerimi keyifle yalaması, yoldan geçen eskicinin etrafta kadın görür görmez, eskici yerine "sikiciiiiii" diye bağırması... Bunlar işte hep o anlatıldığında keyfi kaçan, ama bir yandan deli gibi paylaşılmak istenen o yüzden de tek başına yakalanılmaması gereken hadiseler. Burdan bilimadamlarına sesleniyorum... Beynin içine kameralı bir çip yerleştirdiğiniz gün, feza meza hikayedir, gerçek devrim budur. İnsanoğlu hem bu sayede anılarına sahip çıkabilecek, hele ortamlarda abartmaya meyilli "anne" filan türünde insanlar varsa o öyle değil böyle olmuştu diye lafı anında çakabilecek, hem de belki alzheimer filan gibi unutkalık içeren hastalıklarla bu chip sayesinde başedebilecek, hem de işte başına komik ya da enteresan birşey geldiğinde bunu keyfi çoktan kaçmış bir şekilde anlatarak mal durumuna düşmeden eşe dosta seyrettirebilecek.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment