Sunday, September 11, 2011

Progresif Geçmiş Sayıklamaları


Geçmişle kurulan ilişki tuhaf bişey... Tamamen yok saysan kötü, orda asılı kalsan daha da kötü. Esas olan geçmişle şimdi arasında sağlıklı bir köprü inşa etmek ve güvenli bir şekilde ara ara ziyaret etmek. Ordaki güzellikleri şimdiye taşımak, mümkünse çirkinlikleri de çürümeye bırakmak.

Geçmiş benim için bir daha hiç geri gelmeyecek hüzünlü bir şey oldu hep ve hep de öyle olacak galiba. Ama hatırladıkça içimi ısıtan şeyleri devam ettirmenin mümkün olacağını da farkettim yakın zamanda. Küçük çapta bir aydınlanma belki de. Ortalıklarda dolaşan bir "seksenlerde, doksanlarda şunları yapardık" listesi var ya, benim de geçmiş (ya da gençlik) deyince aklımda hatları çok net olmasa da bir liste oluşuyor. Bu listeye giren şey ya şeylerle alakalı hisleri şimdiye taşımak mümkün mü değil mi bilemiyorum, ama o hislere benzer hislerden çok da uzaklaşmamak gerektiğini seziyorum gittikçe. Aksi takdirde insan yaşlandıkça sığlaşıyor, odunsu bir yapıya bürünüyor.

Bahsi geçen listeye göz attığımda aklıma ilk düşenler sesi sırf klavsene benzediği için aşık olduğum sevgilim, bıkmadan biriktirilen gazete küpürleri, bazen Nejat İşler'in tezgahından bazen de Zihni'den alınan çekme kasetler, sokakta manyaklar gibi oynanan yaz akşam üstleri, arka arkaya 3 filme birden gidilen festivaller, çok değerli konserler için bazen bir gece önceden girilen bilet kuyrukları, eski ev damlarında gizlice şarap içmeler, hiç durmayan bir macera arayışı, king crimson, eloy, grateful dead dinlemek, pink floydu kesinlikle karanlıkta dinlemek, salak olmaktan korkmak, ama bayağı da salak olmak, birbirini ardına okunan kitaplar, sabahlara kadar telefonda konuşmak, anket yapmak, komik skeçler hazırlayarak şovlar yapmak... İşin aslı hayata biraz daha maruz kalmak, biraz daha keşifli bir ruh hali, sınırları zorlamak ve çok ama çok daha az korkarak yaşamak.

Tüm bunları tekrarlamak çok anlamlı olmayabilir haliyle, ama dediğim gibi en azından bu tür hisleri yaratacak yeni şeyleri keşfetmekten çok da korkmamalı insan. Geçmişi tekrar yaşayamasan da, gençlik kafasını ara ara hatırlamak iyi olur, yerinde olur. Yeni yıl gelmiş olsaydı iyi bir yeni yıl kararı olabilirdi bu.

Biraz didaktik konuştum galiba, ama bu yaşta da bu kadarı doğal olsa gerek.

No comments: