Tuesday, October 13, 2009

"Ben dün neden kendimi yerlere attım?"...

...diye sordu adamın biri bana bugün. Bense avanak avanak yüzüne baktım. "Ben dün neden kendimi yerlere atıp ter ter tepindim, şimdi bunu düşünüyorum" diye devam etti istifini bozmadan. Malesef bir yetişkindim artık ve yabancılarla, hele hele normal gözükmeyen yabancılarla konuşulmaması gerektiğinin fena halde bilincinde, adımlarımı hızlandırarak oradan uzaklaştım.

İşsiz hayat, insanların, emeklilerin, esnafın, sokak köpeklerinin, garsonların, ev teyzelerinin, dilencilerin, artizanların ve partizanların gün ışığında neye benzediğini, bu kişi ve canlıların günlerini nasıl geçirdiğini bildiğin ve hayretle izlediğin bir hayat. Bugün, bana kendini neden yerlere attığını soran adamın dışında, dükkanının önünü üstüme doğru süpüren adam, yakışıklı olduğunu bildiği için gerine gerine yürüyen adam, o sezon için bir diziye kapağı atamayıp ortada kaldığı için sabahta akşama piyasa bi kafede oturan dizi oyuncusu adam gibi bi sürü karakter çıktı karşıma. Onlarla karşılaşmaktan memnunum kaldım. Tabi eskiden olsa bu adamlarla karşılaşmakla kalmayıp, onlarla sohbet eder ve macera olsun diye onlarla biyerlere giderdim herhalde, ama yaşım şimdilik bu karşılaşmalardan bile heyecanlanmaya müsait. Bakalım işsiz hayat nelere gebe?

No comments: