Monday, August 16, 2010

Aile Boyu Tatil Notları-I


Haziran, Temmuz geçmiş, Ağustos gelmiş, bir türlü tatil yapamamıştım... İstanbul'da süregelen Dubai sıcakları yüzünden cinnetvari belirtiler göstermeye başlayınca da atlayıp Bodrum'da tatil yapan kuzenim ve halamın yanına gitmeye karar verdim. Ancak bu kararın bir bedeli vardı, o da 86 yaşındaki babaanneyi, beraberinde götürmek... Babaanne de 86 yaşına rağmen her saniye seyahat ve tatil hayalleri kuran biri olduğu için, benim Bodrum'a gideceğimi duyduğu anda kızı ve diğer torununun yanına rezervasyonunu yaptırmıştı bile, dolayısıyla kaçışı olmayan bir misyonum oluvermişti birden. "Ne var canım, yaşlı bir insanı sevindirmişsin işte" diyenler olabilir, bunu babaannemi ve onun diğer seyahat maceralarını bilmemelerine veriyorum. Babaannem, bir seyahatinde oda arkadaşına kızıp, arkadaşının minibardan yürüttüğü içecekleri bizzat görevlielere ihbar etmiş, bodrumda yaşayan kardeşinin evinde tatil yaparken, kardeşinin 75 yaşındaki karısına Anadolu gelini muamelesi yaparak, burası benim evim sen git diyebilmiş, başka bir (tek başına yaptığı) uçak seyahatinde ise kendisine rahat etsin diye getirilen tekerlekli sandalyeyi getiren görevlinin başına çalmış ve bağırıp tepinmek suretiyle sandalyeye binmeyi uçağın kapısına giden 500 metrelik yolu 45 dakikada yürümek pahasına da olsa reddetmiş bir kimsedir.

Neyse, sahip olduğum bu ön bilgiler yüzünden biraz gergin, biraz da "bakalım n'olcak" diyerek merak eder bir şekilde geçtiğimiz Pazar günü babaannemi evinden alıp havalimanına avdet ettik. Sorunsuza yakın bir yolculuktu diyebilirim. Tek problem babaannemin bitmek tükenmek bilmeyen bir ısrarla bavulları taşımaya yardım etmek istemesiydi. Sıcak ve ısrarın etkisiyle biraz sabrımı kaybetmiş olabilirim itiraf ediyorum.

Pazar günü öğle vakti, İstanbul sıcağını özletecek bir sıcaklığa sahip Bodrum'a hasıl olduk. Havaş'ın otobüsünden inince, ben panik halinde "aman kadın sıcaktan ölecek, bayılacak, hadise çıkacak" filan diye, babaannemi klimalı bi pastaneye oturtup, bir de limonata koydum önüne. Tek derdim babaannem sıcaktan bayılıp kalmasın, sağ salim eve varalım. Sonunda sıcaktan afallamış bir şekilde halamın ve kuzenimin kaldığı eve geldik. "Allah'ım bu sıcakta nasıl yaşayacak bu kadın, hayallah kuzen de hamile, çok sıcak n'apıcaz, sıçtık" filan derken hoop benim tansiyon bi düştü ve 2.80 uzandım yere... Ben böyle sıcaktan ayılıp bayılır, bi yandan kafama su döküp, bi yandan da önüme getirdikleri tuzlu ayranı içmeye çalışırken göz ucuyla babannemi gördüm. 86 yaşındaki babaannem keyifle 4. böreğini mideye indiriyordu.

Bol babaanne dolu tatil maceralarımızı burdan naklen izleyebilirsiniz...





No comments: